22 Temmuz 2009 Çarşamba

ASK...


New-York'ta bir grup iş arkadaşı, yemek molasında dışarıya çıkar.

Gruptakilerden biri, bir kızılderilidir. İnsan kalabalığı, korna ve siren sesleri, yoldaki işmakinelerinin çıkardığı gürültü arasında ilerlerken, kızılderili olanı kulağına cırcır böceği sesinin geldiğini söyleyerek böceğin yerini tespit etmeye çalışır. Arkadaşları, bu kadar gürültünün arasında bu sesi duymasının mümkün olmayacağını, kendisinin öyle zannettiğini söylerler. İçlerinden biri -inanmasa da- onunla kalır ve aramasına yardım eder.

Kızılderili, kulağını kabartarak belli bir yöne yürür, arkadaşı da onu takip eder. Nihayet, binaların arasındaki bir tutam yeşilliğin arasında gerçekten bir cırcır böceği bulurlar.

Arkadaşı, şaşkın: "Bunu normal bir insan duyamaz. Sende bir fevkaladelik var. Bu sesi nasıl duydun?" der.

Kızılderili, bu sesi duymak için insanüstü güçlere sahip olmaya gerek olmadığını
söyler. Arkadaşının inanmadığını görünce de cebinden çıkardığı bozuk parayı havaya fırlatır. Madeni paranın, kaldırıma düştüğünde çıkardığı ses, cırcır böceğininkinden fazla değildir. Ama birçok insan sesin geldiği tarafa bakarak, onun ceplerinden düşüp düşmediğini kontrol eder.

Kızılderili gülümser:
"Önemli olan, nelere değer verdiğin ve neleri önemsediğindir. Her şeyi ona göre duyar, görür ve hissedersin."




''Yüz kişinin içinde aşık,gökyüzünde yıldızlar arasında parıldayan ay gibi belli olur. '' MEVLANA

''Aşk,davaya benzer,acı çekmek de şahide;şahidin yoksa davayı kazanamazsın. '' MEVLANA

''Aşk bir kum saati gibidir; kalp dolarken beyin boşalır." JULES RENARD:)



















Hiç yorum yok: